Türkiye, coğrafi konumu itibariyle pek çok alanda ve her dönemde önemli bir ülke olmuştur. Bu nedenle başının ağrıdığı zamanlar olsa da bu coğrafi konum ekonomik ve sosyal anlamda kendisine büyük avantajlar sağlamaktadır. Ticari anlamda sınırların kalktığı küresel düzende ise bu avantajları kara dönüştürmenin yollarını aramak ve geliştirmek ise en önemli ülke politikalarından biri olmalıdır. Lojistik işte bu özel coğrafi konumun ülkemizde hızla geliştirdiği ve daha da geliştireceği bir alandır. Doğu-Batı, Kuzey-Güney hatlarında bulunan Türkiye için lojistik vazgeçilmez ve doğru adımlar atıldığında hızla ilerleyecek bir alandır. Dünya ticaretini İpek Yolu, Kral Yolu, Baharat Yolu ile yüz yıllardır ağırlayan ülke topraklarımız bugün artık son teknoloji ile bu önemli geçişleri sağlamaktadır.
300 milyar dolarlık dış ticaret hacmine sahip Türkiye, 1,2 trilyon olan 2023 yılı hedefine ulaşmak için lojistik sektörünü daha ileri noktalara taşımanın bilincinde hareket etmektedir. Yaşanan bazı aksaklık ve eksikliklere rağmen Türkiye lojistik alanında yeni projeler üretmekte, yeni yasal düzenlemeler getirmektedir. Ulaştırma Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, çeşitli meslek odaları ve belediyeler lojistiğin gelişimine gereken önemi vermektedir.
Demiryolu tüp geçidi, Avrupa demiryolu hattının Ortadoğu ve eski Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerine (CIS) bağlanması, Devlet Demir Yolları’nın lojistik köyü projeleri ve liman özelleştirmeleri, lojistik alanındaki büyük hareketliğin göstergeleridir. Yine lojistik alanında yapılan bazı yasal düzenlemeler de ülkemizdeki lojistik sorunlarına çözümler getirmiştir. Örneğin özet beyanın, eşya Türkiye Gümrük Bölgesi’ne getirilmeden önce veri işleme tekniği kullanılarak verilmesi esas hale getirildi. Bu düzenleme lojistik organizasyonu yapan şirketlerin taşıyıcı sıfatıyla ön beyan verebilmelerine ve taşıma organizasyonunu zaman kaybetmeden gerçekleştirmelerine olanak sağlayacaktır.
Türkiye’nin lojistik potansiyelini kullanmak ve arttırmak için yürüttüğü çalışmalardan biri de Devlet Demir Yolları’na aittir. TCDD, proje kapsamında 15 ayrı bölgede lojistik köyler kurarak üretim yapanların pazara ulaşmasını kolaylaştıracaktır. Aynı zamanda da Türkiye’nin doğusu ile batısı arasında genişlemiş bir dağıtım ağı oluşturacaktır. TCDD’nin lojistik köyü oluşturacağı yerler ise şunlardır: Hadımköy ve Muallimköy ( İstanbul), Menderes ve Çandarlı ( İzmir), Köseköy ( İzmit), Gelemen ( Samsun), Hasanbey ( Eskişehir), Boğazköprü ( Kayseri), Gökköy ( Balıkesir) Yenice ( Mersin), Uşak, Palandöken ( Erzurum), Kayacık ( Konya), Kaklık ( Denizli), Bozüyük (Bilecik)… Bu bölgeler hava, deniz ve demiryolu ulaşımına ve üretimin yapıldığı tesislere yakın olması itibariyle lojistik köyler olarak belirlenmiştir.
Gaziantep lojistik üssü olmaya hazırlanmaktadır. TCDD 6. Bölge Müdürlüğü, Gaziantep Valiliği ile Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanlığı’nın desteğiyle 5. OSB içerisine büyük bir lojistik üs kurmaktadır. Bu üsle Gaziantep sanayinin yanı sıra yeni bir iş alanına kavuşacaktır.
Türkiye’nin otomotiv, gıda, demir-çelik gibi önemli alanlarda büyük sanayi tesislerine ev sahipliği yapan Gemlik için de benzer projeler üretilmektedir. Gemlik, Bursa’dan yapılan 13 milyar dolarlık ihracatın yüzde 60’lık bölümünü gerçekleştiren ve Gümrük Müdürlükleri arasında üçüncü sırada yer alan bir bölge olarak lojistik alanında önemli bir üs olma yolunda ilerlemektedir.
İzmir, geliştirdiği yeni projeler ile lojistikte daha büyük olmaya kararlıdır. İzmir’de bu anlamda körfezi derinleştirme ve liman yolu yapma çalışmalarının başlatılması planlanmaktadır. Buna ilişkin yatırımları yapma yetkisini TCDD almıştır. Bu çalışmaların başlaması ve hız kazanması için İzmir Büyükşehir Belediyesi de gerekli adımları atmıştır. İzmir, ticaret ve lojistikte güzel gelişmelerin olacağı müjdesini bu gelişmelerin yanı sıra Çandarlı’ya yapılması planlanan yeni limanla da vermektedir. Yapıldığında dünyanın en büyük 10 limanı arasına girecek olan Çandarlı için yapılan ihaleyi Limak-Kolin işbirliği aldı. 15 Mayıs 2011 tarihinde temel atma töreni yapılan liman, hem ulusal hem küresel boyutta hizmet verecektir. Toplam 6 milyon metrekarelik alanı kapsayacak limanın, yatırım maliyeti ise 600 milyon Euro’dur. Bu rakamın 450 milyon Eurosunun AB’den hibe kredi olarak alınması planlanmaktadır. İnşasına bu sene içinde başlanacak liman, planlara göre 2013 yılında bitecek ve yap-işlet-devret ile üstyapı ihalesi gerçekleştirilecektir.
Lojistik alanında iddialı olan diğer bir bölge de İskenderun’dur. Ortadoğu ülkelerine, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yapılan aktarmalarda hizmet veren limanın işletim hakkı, geçtiğimiz yılın Eylül ayında yapılan ihale ile bir Türk firmasına verilmiştir. (Limak Holding) Limanın Mersin’deki iş hacmini geçmesi beklenmektedir.
Samsun da lojistik üssü olma hedefindedir. Lojistik konusunda geçtiğimiz yılın Haziran ayında büyük bir kongreye ev sahipliği yapan Samsun, alanlarında uzman bilim adamlarını, iş adamlarını, yabancı uzmanları bu kongrede biraraya getirmiş ve Samsun’un lojistik potansiyelini ve geleceğini masaya yatırmıştır. Samsun, lojistik konusunda yol haritasını çizmiş ve projelerini hazırlamış bir liman kenti olarak daha fazla destek beklemektedir. Rusya ile ticari anlaşmalar yapılması ve Rusya’ya vizenin kalkması gibi gelişmeler Samsun’un lojistik üs olma yolunu aydınlatmıştır. Hava, kara, deniz ve demiryolu taşımacılığına uygun coğrafi konumu, lojistiğin önemini kavramış üniversite, valilik, belediye, meslek kuruluşları gibi örgütleri ve Devlet Demir Yolları’nın lojistik köyü projesi ile Samsun bu alanda ilerlediğini göstermektedir.
İstanbul ise tartışmasız lojistik alanında lider olan ildir. Ayrıca ele alınması gereken İstanbul lojistik piyasası için özetle ele alınacak gelişme Sarıgazi, Dudulu, Ümraniye, Kartal gibi yerlerde sayısı artan lojistik firmaları olabilir. Hem müstakil ev sayısının fazla oluşu hem de arsaların endüstri alanı için maliyetli olması bu bölgelere büyük sanayi tesisi yapılmasını engellemiştir. Şehir merkezine de çok uzak olmayan bu bölgeler işte bu nedenlerden ötürü lojistik firmaları tarafından tercih edilir hale gelmiştir. Tuzla LogiPark projesi de İstanbul lojistik piyasası için çok önemli bir gelişmedir. Bu sayede Tuzla çok sayıda lojistik firmasına da ev sahipliği yapmaya hazırlanmaktadır.
Ebru Öz
Mimar/Gayrimenkul Değerleme Uzmanı
06.10.2011 – www.emlakkulisi.com