Van’daki depremin ardından imarla ilgili, belediyelerle ilgili, yapı denetimi ile ilgili düzenlemeler gözden geçirilmeye başlandı. Özellikle Büyükşehir Belediye Kanunu’nda değişiklik yapılması için çalışmalara hız verildi. 11 ilin büyükşehir olması seçimlerden hemen önce hatta 2007 yılında Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda yapılan değişikliğin görüşmelerinde de gündeme gelmiş ancak Meclis’in yoğun gündemi nedeniyle çalışmalar ertelenmişti. Bununla ilgili olarak daha önce bir grup milletvekili de 26 Ocak 2011 tarihinde 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun dördüncü maddesinin değiştirilmesi hakkında kanun teklifi vermişti. Bu teklifte büyükşehir olma kriterinin 750 bin nüfustan 400 bin nüfusa indirilmesi şart koşuluyordu. Şimdi ise sınırın 750 binde kalması konuşuluyor. Başbakan’ın da talimatıyla ilgili kanunda değişlik yapılması için çalışmalar hızlandı. Hükümet’in 2023 yılına ilişkin koyduğu hedeflere paralel olan büyükşehir sayısını arttırma çalışmaları Van depreminden sonra acil sorunların da çözümü için ihtiyaç haline geldi. Yani Büyükşehir Belediyesi Kanunu’ndaki değişiklik, Türkiye’nin uzun vadeli hedefleri için ve acil afet sorunlarının çözümü için büyük umutların bağlandığı bir düzenleme haline geldi. Teklif sunulur ve yasalaşırsa şu an büyükşehir belediyesi olan 16 ilimize ek olarak, başta Van olmak üzere 11 ilin daha büyükşehir olması gündeme gelecek. Buna göre; Manisa, Aydın, Balıkesir, Muğla, Tekirdağ, Kahramanmaraş, Denizli, Hatay, Şanlıurfa ve Trabzon’da büyükşehir belediyesi kurulacak.
Büyük umutlar bağlanan bu değişiklik ile büyükşehir olacak illerin kazancı ne olacak?
Büyükşehir belediyeleri bütçeden daha fazla pay aldıkları için bu illerin bütçeden aldıkları pay büyüyecek. Yatırımlar doğrudan merkezden geldiği için kalkınma ve yapılanma daha hızlı gerçekleşecek. Belediyecilik faaliyetleri tek elden ve daha koordineli bir şekilde yürütülebilecek. Hizmet standart hale gelecek, kent görünümüne, imajına daha çok önem verilecek. Artan bütçe ile daha çok proje hayata geçirilecek. İller daha çok yatırımcıyı çekecek. Bu yatırım, kalkınma hareketleri istihdamı dolayısı ile şehre olan ilgiyi arttıracak. Büyükşehir olmanın avantajı ile buna yakışır bir kent yaratmak için yeni tesis, park, bahçe, bina yapımı için projeler oluşacak. Şehirler dışarıdan göç almaya başlayacak. Konut sayısı artacak, yeni cazibe merkezleri oluşacak. Bu kentlerde metropol ilçeler oluşacak, her yeni ilçe için imar planı hazırlanacak. Belediyeler spor, kültür tesisleri, otoparklar, toptancı halleri, bulvar, cadde gibi alanların inşasına girişecekler. Tüm bu hareketlilik gayrimenkul piyasasını da canlandıracak önemli bir etkendir. Yeni projeler, yeni yatırım alanları demek olduğundan alternatif yerler arayan yatırımcıya fırsatlar doğacak. Sözü geçen şehirler zaten sürekli gelişim ve değişim içinde olan, altyapı yenileme çalışmaları içinde olan kentlerdir. Her biri farklı avantajları, yatırımları ve iş kolları nedeniyle dikkat çeken, büyümüş kentlerdir. Büyükşehir olmak onların maddi ve manevi açıdan daha da güçlenmelerini sağlayacaktır. Kentler başka alanlarda da yatırım şehri olabileceklerdir ya da mevcut yatırım düzeylerini daha yukarılara taşıyabileceklerdir.
Büyükşehir adayı olan kentlerde yeni cazibe merkezleri oluşacak ve bu yerlerde gayrimenkuller değerlenecektir. Büyük tesisler inşa etmek için müsait olan ve il dışında kalan arsalar değer kazanacak, bu bölgeler zamanla yanına başka yatırımları çekecektir. Şehrin dışında denilen yerler, şehrin en önemli merkezi haline gelecektir. Tüm bu hareketlenme inşaat firmalarının bu bölgelerde birbiri ardına proje başlatmasına neden olacak, biten her proje bir sonrakinin referansı olacaktır. Şehir içinde, daha eski yerleşim yerlerinde yaşayanlar bu yeni yaşam alanlarına geçerken, kent dışından gelecek göç için yerleşim alanlarına ihtiyaç olacaktır. Bu nedenle konut talebi artacak, bu talep artışı da beraberinde yeni projeleri ve fiyat artışlarını getirecektir. Tüm bu nedenlerden dolayı büyükşehir olmak bu şehirler için önemli bir olaydır. Gayrimenkul piyasasına yapacağı katkının yanı sıra ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda değişimlerin yaşanması kaçınılmazdır.
Ebru ÖZ-Mimar,Gayrimenkul Değerleme Uzmanı
02.12.2011 – www.emlakkulisi.com