Gayrimenkul değerleme son yılların en gözde mesleklerinden biri haline geldi.
Son beş yılda SPK’nın çıkardığı tebliğler, 2004-2005 yılı gayrimenkul piyasasındaki hızlanma nedeniyle sektörün önü gittikçe artan bir ivmeyle açıldı ve birçok kişiye istihdam olanağı sağlandı. Ancak 2009 yılına yaklaştığımız bu dönemlerde sektörün sorunlarını kapsamlı olarak tartışmanın, bunların çözümü için ortak bir akıl yaratmanın zamanı geldi diye düşünüyorum. Çünkü sektör açısından yeni bir döneme gireceğimiz bugünlerde bu konuları konuşup çözümler üretmezsek, uzun vadede şu an sahip olduğumuz sorunlardan daha büyükleriyle karşılaşacağımıza inanıyorum. İşte bu nedenle bu yazı sayesinde, uzun yıllardır sektörde çalışan ve işveren konumunda bulunduğum bu sektörün bazı sorunlarına ana başlıklar altında değinmek istiyorum. Ayrıca sektördeki bütün arkadaşlara seslenerek fikirlerini paylaşmalarını rica ediyorum. Önerilecek bütün çözümleri imkan elverdikçe bu köşede bütün kamuoyuyla paylaşmayı ümit ediyorum.
Kalifiye eleman sıkıntısı
En büyük sorunlardan biri kalifiye eleman sıkıntısıdır. Genellikle sektörün önemli oyuncuları olan belli başlı firmaların uyguladıkları yöntem, elemanları firma içersinde kendilerinin yetiştirmesidir. Ayrıca piyasada teknik eleman olmayan birçok kişi mevcuttur. Bu kişiler çok istekli ve mesleklerinde çok iyi olabilmektedir. Ancak lisans seviyesinde teknik eğitim almış kişiler değerleme mesleğini çok daha çabuk öğrenebilmekte ve başarılı olabilmektedir. İşte bu nedenle şirketler lisans seviyesinde teknik eğitim almış kişileri tercih edip, onları yetiştirmelidir. Madalyonun öbür yüzünden bakacak olursak, nitelikli, iyi eğitimli mühendis, mimar veya şehir bölge planlamacılar çalıştırmak şirketler açısından maliyetlidir. Bu sebeble şirketler daha düşük seviyede eleman çalıştırmaya yönelebilmektedir.
Raporlamanın standartlaşmaması
Sektörde çalışacak iseniz belirli bir müşteri potansiyeliniz mevcuttur. Bu müşterilerin içinde bazıları, örneğin bankalar sektöre sürekli iş sağladıkları için ana müşterilerimiz haline gelmektedir. Ancak her bankanın ayrı rapor formatları mevcut olduğu için bu durum işlerin kalitesini ve hızını düşürmektedir. Bu sektörde raporlamada belirli standartların oturtulması gerekmektedir.
Düşük rapor ücretleri
Bu yazıyı yazmadan evvel bir Pazar günümü tamamen bütün dünyadaki değerleme raporlama standartlarını ve fiyatlandırmaları inceleyerek geçirdim. Bütün bu incelemelerin sonunda Türkiye’nin bu konuda listenin sonlarında yer aldığını, en basit formattaki raporun ücretinin dahi yaklaşık minumum 350 $ seviyelerinde olduğunu gördüm. Bu da yaklaşık bizim rapor ücretlerimizin iki katıdır. Bu nedenledir ki kalifiye eleman istihdam ederek kaliteyi yükseltmeye çalışmak bu rapor fiyatları ile mümkün olmamaktadır.
Birliğin kurulmamış olması
En önemli sorunlarımızdan biri birliğin kurulmamış olmasıdır. Birliğin kurulması biz değerleme uzmanlarının tek çatı altında toplanmasını sağlayacaktır. Bu nedenle her türlü platformda birliğin kurulması isteğimizi dile getirmeli ve bu konuda çalışmalıyız.
İlgili kurumlarda araştırma zorluğu
Bizim mesleğimizin ana konusu dikkatli yapılan araştırmadır. Ancak bütün Türkiye’de ilgili kurumlarda araştırma izni verilmesi konusunda çeşitli zorluklar yaşanmaktadır. Ya da arşiv sistemlerinin iyi kurulmamış olması nedeniyle eksik veya hatalı bilgiye ulaşılmaktadır.
Uzmanlaşma sıkıntısı
Bu Türk insanına özgü bir sorun mu bilemiyorum ama uzmanlaşmaktan kaçınmak sektörümüzün de sorunlarından biridir. Her türlü gayrimenkul için ayrı ayrı uzmanlarımızın oluşması gerekmektedir.
Lisanslama sınavları
Lisanslama sınavlarının daha kolaylaştırılması gerekmektedir. Sınavlar meslekte fiilen çalışmakta olan kişilerinde katılacağı kurullar tarafından hazırlanan sorulardan oluşmalıdır.
Şirketlerin lisans almaları
Kişilerin lisans almaları kolaylaşmalı ancak şirketlerin lisans almaları daha zor bir hale getirilmelidir. Özellikle şirketlere de, tıpkı kişilerde olduğu gibi belirli bir süre sektörde çalışma ve belirli sayıda ve çeşitte raporlama yapmış olma şartı getirilmelidir.
Mesleki Sorumluluk Sigortası
Bu konuda sektörde çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Ancak şu an şartlar yüksek olduğundan ve standartlar belli olmadığından her raporlamayı sigortalamak mümkün olmamaktadır.
Raporlama zamanları
Gayrimenkul değerlemesi ciddi bir iştir ve süreleri kısaltmak işin kalitesini düşürmektedir. Bu nedenle rapor formatlarına göre farklılaşan genel bir zaman çizelgesi oluşturmak gerekmektedir.
SPK lisansının önemi
Her işte ancak kurallara uyarsanız gelişme sağlayabilirsiniz. Çok kısa zamanda kalite düşmeden belirli bir çıtayı sağlayabilmek, lisans alan ve sektöre giren yeni şirketlerin kendi kurumsal yapılarını geliştirebilmeleri ve dolayısıyla bütün sektörün kurumsal yapısının gelişebilmesi için kısa zamanda büyükşehirlerde lisanslı kişiler ve şirketlerle çalışmaya geçilmelidir.
Yukarıda saydığımız sorunlar nedeniyle sektörde kalite sorunu yaşanmaktadır. Artan lisanslı şirket sayısı kalitenin artmasını sağlayamamıştır. Bu sorunların çözümlenmesi ile çok önemli adımların atılmış olacağına inanıyorum.
Ebru ÖZ-Mimar,Gayrimenkul Değerleme Uzmanı
03 Eylül 2008 – www.emlakkulisi.com