Yunanistan, Portekiz ve İrlanda’nın kredi notlarının düşürülmesinin ardından uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s tarafından ABD’nin kredi notu da aşağıya çekildi. Bu son gelişme, yaşanan ekonomik krizler sonrasında henüz toparlanamamış olan dünya piyasalarında büyük dalgalanmaya neden oldu. ABD ile başlayan ve tüm dünya piyasalarında yaşanan düşüşler sonucunda, İMKB’de de önemli gerilemeler yaşandı.
ABD’de gayrimenkul sektörüne aşırı yatırım yapılmasından dolayı geçtiğimiz yıl yaşanan kriz, küresel mali krize zemin hazırlamıştı. ABD’den sonra İspanya ve İrlanda emlak krizinden etkilenen ülkeler oldu. Son dönemde ise Çin’de benzer bir konut krizi yaşanabileceğine dair uyarılar yapılıyor. Dünya genelinde gayrimenkul piyasasına dair göstergeler, gelecek dönem için karamsar bir tablo ortaya koyuyor.
Türkiye’de 2010 yılında olumlu ekonomik gelişmeler ile yükselişe geçen inşaat sektörü toparlanmış, bu olumlu hava 2011 yılı için beklentileri de artırmıştı. Veriler inşaat sektörünün beklentinin altında da olsa büyümekte olduğunu gösteriyor.
Bugün gelinen noktada kriz beklentisi ile piyasadaki en ufak hareket bile dikkatle izlenip geleceğe dair öngörüler yapılıyor. Örneğin basında yer alan; “Avrupa’daki kriz nedeniyle endişelenen İngilizlerin, Türkiye’deki mülklerini satışa çıkarıyor olmaları” hakkındaki haber, piyasaya dair olumsuz bir gelişme olarak algılanabilir. Ancak haberin devamında yer alan “aynı evlerin Ruslar tarafından satın alındığı” bilgisi, bu durumun gayrimenkul piyasasındaki sıradan bir hareket olduğunu ifade ediyor.
Ekonomik kriz dönemlerinde gayrimenkul piyasasında yaşanan süreçlere bakıldığında, konut fiyatlarındaki artışlar durgunlaşırken konut talebi ve satış oranlarının düştüğü görülüyor. Son dönemde yaşanan krizler sonrasında konut fiyatlarının bundan nasıl etkileneceği konusunda piyasada iki farklı beklenti oluşmuş durumda. Bunlardan ilki döviz kurlarındaki yükselme nedeniyle, başta demir olmak üzere inşaat malzemelerindeki zamlara bağlı olarak yapım maliyetlerinin artmasına dayanıyor. Artan maliyetlerin fiyatlara yansıyacağı ve bunun da konut alımlarında talebi azaltabileceği tahmin ediliyor. Maliyet artışına bağlı olarak konut fiyatlarının da artması kaçınılmaz gibi görünebilir. Ancak güçlü mali yapıya sahip şirketler, ekstra maliyeti kendi sermayelerinden karşılayarak kar paylarını düşürdükleri takdirde satışların azalmasını engelleyebilirler.
Piyasadaki diğer beklenti ise konut sektöründe yaşanacak arz patlamasının, konut fiyatlarını düşüreceği doğrultusunda. 2010 yılında ivme kazanan inşaat sektörüne, birçok yeni şirket hazırladıkları projelerle yatırım yapmıştı. Mevcut projelere ek olarak yapılan bu yeni yatırımlarla birlikte tamamlanacak konut projesi sayısında önemli bir artış bekleniyor. Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) “İnşaat Sektörü Analizi” de, bu beklentiyi destekler bir şekilde konut sektöründe kayda değer bir arz patlaması yaşanacağını ve konut fiyatlarının düşeceğini öngörüyor. Bu olasılık, hem birikimlerini konut alarak değerlendirmek isteyenler hem de gayrimenkul yatırımı yapmak isteyenler için fırsat anlamına geliyor.
Yaşanan küresel ekonomik krizin şuan için Türkiye gayrimenkul piyasasına olumsuz bir etkisi görülmüyor. Dünya genelinde yaşanan ekonomik krizler tüm sektörleri etkilediği gibi konut sektörünü de etkileyebilir. Ancak ekonomik veriler, dış piyasada yaşanan krize rağmen Türkiye’de konut kredileri hacminde artış olduğunu gösteriyor. Yaz dönemi olması nedeniyle sektörde yaşanan durağanlığın kriz göstergesi olarak algılanmaması gerekir. Kaldı ki bu yılın yaz dönemi satış rakamları, geçen yılın aynı dönem rakamlarından yüksek çıktı. Yani durağan olması beklenen dönemde dahi bir hareketlilik olduğu anlaşılıyor. Ramazan’ın Ağustos ayına denk gelmesi nedeniyle yaz tatillerinin kısa kesilmesi, satış rakamlarının artmasında rol oynamış olabilir. Bu değerlendirmelere ek olarak; gayrimenkul geliştiriciler tarafından sunulmakta olan projelerin çeşitliliği ve konut fiyatlarının artma eğiliminde olmaması, yatırımcılar ve piyasa için oldukça olumlu göstergeler.
Geçtiğimiz yılın rakamlarının üzerinde olan konut satış oranları, yaz döneminin sona erecek olması ve okulların da açılacak olması gibi etkenlerle yükselişini sürdürecektir. Yapılan yeni düzenleme ile Maliye Bakanlığı tarafından, Hazine arazilerinin imarları yapılarak satışa sunulacak olması da gayrimenkul piyasasına uzun vadede olumlu katkı sağlayacak önemli bir etkendir. Mevcut gösterge ve değerlendirmeleri göz önünde bulundurarak, ülkemizde gayrimenkul piyasasını iyi bir geleceğin beklediğini söylemek mümkün.
Ebru ÖZ-Mimar,Gayrimenkul Değerleme Uzmanı
28.08.2011 Tarihli Milliyet Ankara Eki